HUKUKİş HukukuYAZILAR

İş Sözleşmelerinden Kaynaklanan Yıllık İzin Ücreti Ve Tazminatlarda Yeni Zamanaşımı

          25 Ekim 2017 gün ve 30221 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile arabuluculuk iş davalarında dava şartı haline gelmiştir. 7036 sayılı Kanun’un “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 3. Maddesinin 1. Fıkrası bu hususu açık bir şekilde ifade etmektedir:

          “MADDE 3- (1) Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”

          7036 sayılı Kanun ile hukukumuza giren arabuluculuk kurumunun nasıl işleyeceği ve ne tür kolaylıklar getireceğini ancak, zaman içinde yaşayarak tespit edebileceğiz.

          7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununda hayatımızı arabuluculuk kadar etkileyebilecek bir önemli değişiklik daha bulunmaktadır. Bu değişiklik ise iş sözleşmelerinden kaynaklanan yıllık izin ücreti ve tazminatlara ilişkin zaman-aşımı süresinin kısaltılmış olmasıdır. Kıdem ve ihbar tazminatı dışında, yıllık izin ücreti, iş hukukundan doğan kötü niyet tazminatı ve iş sözleşmesinin eşit davranma ilkesine uyulmaksızın feshinden kaynaklanan tazminat bakımından da zaman-aşımı süresi kısalmıştır.

          7036 sayılı Kanun yürürlüğe girmeden önce kıdem ve ihbar tazminatları zaman-aşımına özel bir hüküm bulunmadığından 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 146. Maddesine göre tazminatlara ilişkin genel zaman-aşımı olan 10 yıllık zaman-aşımı süresi uygulanmaktaydı. 25 Ekim 2017 gün ve 30221 sayılı Resmi Gazete ile yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 15. Maddesinde belirtildiği üzere, 4857 sayılı İş Kanunu’na eklenen “Ek-Madde 3” ile kıdem ve ihbar tazminatı, iş hukukundan doğan kötü niyet tazminatı ve iş sözleşmesinin eşit davranma ilkesine uyulmaksızın feshinden kaynaklanan tazminat ile yıllık izin ücretine ilişkin zaman-aşımı süreleri kısaltılmıştır.

           4857 Sayılı Kanunun 32/8 maddesinde, “Ücret alacaklarında zaman-aşımı süresi beş yıldır.”  ifadesine yer verilerek, işçi ücretinin beş yıllık özel bir zaman-aşımı süresine  tabi olduğu açıkça belirtilmiştir. Ancak, yukarıda da ifade ettiğimiz üzere, iş sözleşmesinden kaynaklanan yıllık izin ücreti ve tazminatlara ilişkin özel bir hüküm bulunmadığından 10 yıllık genel zaman-aşımı süresi uygulanmaktaydı.

           7036 sayılı Kanunun 15. Maddesi ile eklenen “Ek Madde 3” ile kıdem ve ihbar tazminatına ilişkin zaman-aşımı süresi diğer işçi alacaklarındaki gibi 5 yıla düşürülmüştür.

           MADDE 15- 4857 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
          “Zamanaşımı süresi
            EK MADDE 3- İş sözleşmesinden kaynaklanmak kaydıyla hangi kanuna tabi olursa olsun, yıllık izin ücreti ve aşağıda belirtilen tazminatların zamanaşımı süresi beş yıldır.

  1. a) Kıdem tazminatı.
  2. b) İş sözleşmesinin bildirim şartına uyulmaksızın feshinden kaynaklanan tazminat.
  3. c) Kötüniyet tazminatı.
  4. d) İş sözleşmesinin eşit davranma ilkesine uyulmaksızın feshinden kaynaklanan tazminat.”

5 Yıllık Zaman-aşımı Süresinin Uygulaması Nasıl olacaktır?

           Bu sorumuzun cevabını 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 16. Maddesinde buluyoruz. Bu husus, 7036 sayılı Kanun’un 16. Maddesinde ifade edildiği üzere, 4857 sayılı İş Kanunu’na eklenen Geçici Madde 8 ile şu şekilde açıklanıyor:

          MADDE 16- 4857 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
          “GEÇİCİ MADDE 8- Ek 3 üncü madde, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra sona eren iş sözleşmelerinden kaynaklanan yıllık izin ücreti ve tazminatlar hakkında uygulanır.
Ek 3 üncü maddede belirtilen yıllık izin ücreti ve tazminatlar için bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan zaman-aşımı süreleri, değişiklikten önceki hükümlere tabi olmaya devam eder. Ancak, zaman-aşımı süresinin henüz dolmamış kısmı, ek 3 üncü maddede öngörülen süreden uzun ise, ek 3 üncü maddede öngörülen sürenin geçmesiyle zaman-aşımı süresi dolmuş olur.”

           25 Ekim 2017 tarihinden sonra sona eren iş sözleşmelerinden kaynaklanan yıllık izin ücreti ve tazminatlar için 5 yıllık zaman-aşımı süresi uygulanacaktır. Bu tarihten önce sona eren iş sözleşmelerinden kaynaklanan yıllık izin ücreti ve tazminatlar için 10 yıllık zaman-aşımı süresi devam etmektedir. Ancak, şu hususa dikkat etmek gerekmektedir; 10 yıllık zaman-aşımının dolduğu tarih 25 Ekim 2017 tarihinde yürürlüğe giren 5 yıllık zaman-aşımı süresini geçmemelidir. Bir başka anlatımla; yıllık izin ücreti veya tazminat alacağınız için 10 yıllık zaman-aşımı süresi olmasına rağmen, bu süre 25 Ekim 2022 tarihini geçemeyecektir.

          Bu durumu örneklerle açıklayalım:

          Örnek 1:
          İş sözleşmesi 20 Aralık 2011 (25 Ekim 2017’den önce) tarihinde sonlanmış ve kıdem tazminatına hak kazanmış bir işçinin bu alacağına ilişkin zaman-aşımı süresi 10 yıldır. Bu süre 20 Aralık 2021 tarihinde dolacaktır. 25 Ekim 2017 tarihine göre de yaklaşık 4 yıl geçtiğinden 10 yıllık süre bakımından bir kısıtlama söz konusu olamayacaktır.

          Örnek 2:
          İş sözleşmesi 20 Aralık 2014 (25 Ekim 2017’den önce) tarihinde sonlanmış ve kıdem tazminatına hak kazanmış bir işçinin bu alacağına ilişkin zaman-aşımı süresi 10 yıldır. Bu süre 20 Aralık 2024 tarihinde dolacaktır. 25 Ekim 2017 tarihine göre 7 yıldan fazla süre geçtiğinden 10 yıllık zaman-aşımı süresinin tamamının kullanımı söz konusu olamayacaktır. Çünkü  25 Ekim 2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı Kanun’un 16. maddesinde belirtildiği üzere, 10 yıllık zaman-aşımı süresinin bitim tarihi 25 Ekim 2017 tarihinde yürürlüğe giren 5 yıllık zaman-aşımı süresini yani, 25 Ekim 2022 tarihini aştığından, işçinin zaman-aşımı süresi 20 Aralık 2024 tarihinde değil, 25 Ekim 2022 tarihinde dolacaktır.

Bir Cevap Yazın